DOĞU BİLGELİĞİ

Su gibi ol: Biçimsiz, Yumuşak, ama Engel Tanımaz..!

Zikir ve Nefes

Zikir ve nefes, sufizmin kalbinde yer alan iki temel pratiktir. Zikir, Allah’ın isimlerini anarak kalbi sürekli Hak ile diri tutmayı amaçlarken; nefes çalışmaları, insanın içsel dengeyi bulmasına yardımcı olur. Bu iki öğreti, birlikte uygulandığında kalbi saflaştırır, zihni dinginleştirir ve ruhu ilahi aşka yaklaştırır.

Tasavvuf geleneğinde nefes, sadece biyolojik bir ihtiyaç değil; ruhun taşıyıcısı olarak kabul edilir. Sufi dervişler, zikri nefesin ritmiyle birleştirerek kalplerini ilahi hakikate açarlar. Bu pratik, insanın varlığını evrenin akışıyla uyumlu hale getirir. Nefesle bütünleşen zikir, kalpte yankılanan bir ilahi melodi gibidir.

Bugün modern dünyada zikir ve nefes çalışmaları, yalnızca tasavvufi pratiklerde değil, meditasyon ve farkındalık alanında da değer kazanmaktadır. İnsan, nefesinin farkına vardığında anda kalır; zikri diline ve kalbine taşıdığında ise ruhuyla Hak’ka bağlanır. Bu iki kadim yol, insanın hem bireysel huzurunu hem de evrensel uyumunu pekiştiren birer anahtar olmaya devam etmektedir.

Sufizm: Anadolu Kökenli İslam Tasavvufu ve Ruhsal Yolculuk

Sufizm: Anadolu Kökenli İslam Tasavvufu ve Ruhsal Yolculuk Sufizm Nedir? Sufizm, yalnızca bir dini disiplin değil; insanın iç dünyasına yönelerek hakikati aradığı derin bir ruhsal yolculuktur. Tasavvuf olarak da bilinen bu öğreti, kalbin arınmasını, nefsin terbiyesini ve ilahi aşkla bütünleşmeyi…

Sufi Bakışıyla Nefes: Can ile Canan Arasında Bir Köprü

Batıda genellikle farkında olunmayan, ancak Doğu’nun kadim öğretilerinde ve özellikle Sufi geleneğinde derin bir anlam taşıyan bir şey vardır: nefes. Sufiler için nefes, yalnızca yaşamı sürdüren biyolojik bir işlev değil, İlahi olanın varlıkta zuhur ediş biçimidir. “Nefes nefese değil, nefeste…