Tibet tıbbı, insanın beden, zihin ve ruh üçlemesini ayrılmaz bir bütün olarak ele alan kadim bir şifa sistemidir. Bu öğretide hastalık, yalnızca fiziksel bir bozulma değil; enerji akışındaki dengesizliklerin, duygusal yüklerin ve ruhsal kopuklukların bir yansımasıdır. Bu nedenle Tibet tıbbı, teşhis ve tedavide kişinin içsel dünyasını da göz önünde bulundurur. Nabız, nefes ve zihinsel hâl, bedenin sessizce anlattığı derin mesajları taşır.

Bu geleneğin merkezinde Lung (Rüzgâr), Tripha (Safra) ve Beken (Balgam) olarak bilinen üç temel yaşam prensibi bulunur. Her biri bedenin fizyolojik süreçlerini, duygu hâllerini ve zihinsel hareketlerini yönetir. Tibet tıbbı, bu üç enerjinin birbirine uyumlu çalışmasını sağlık için temel kabul eder. Enerjilerden biri dengesizleştiğinde, kişinin nabzı değişir; düşünceleri dağılır veya duygusal yükler belirginleşir.

Ruhsal dönüşüm bu geleneğin ayrılmaz parçasıdır. Meditasyon, nefes çalışmaları ve bilinç berraklığı, Tibet tıbbında yalnızca zihni değil; organların enerjisini ve meridyen akışını da düzenleyen uygulamalardır. Bu nedenle Tibet tıbbı, şifayı yalnızca bir tedavi yöntemi olarak görmez; aynı zamanda kişinin kendini yeniden tanıdığı, iç ritmine döndüğü bir farkındalık yolculuğu olarak kabul eder.

Konuyla ilgili şu yazılarımızı da okuyabilirsiniz:
– Kadim Nabız Okuma Sanatı (bugünkü yazımız)
– Vücudun Çığlıkları Ruhun Mesajları
– Kozmik Bağlantı ve Sinir Sistemi