“Şimdi”, yaşamın gerçek merkezidir. Geçmişin gölgeleri ve geleceğin beklentileri arasında kaybolan insan zihni, ancak şu anda var olduğunda gerçek huzuru deneyimler. Doğu öğretilerine göre zaman yalnızca bir yanılsamadır; gerçek olan tek şey, şu anın sonsuzluğu içinde nefes alıp veren bilinçtir. Zihin geçmişle meşgul olduğunda suçluluk, gelecekle meşgul olduğunda kaygı doğar. Ama “şimdi”de kalmak, saf varoluşun dinginliğiyle buluşmaktır.

Eckhart Tolle’nin “Şimdinin Gücü” öğretisi, bu farkındalığın modern çağdaki en sade anlatımıdır. Tolle’ye göre “an” sadece bir zaman dilimi değil, bilincin en saf hâlidir. Zen felsefesi de aynı noktaya işaret eder: Ne geçmiş vardır, ne gelecek — sadece şu an, saf farkındalığın alanıdır. Bu farkındalık, düşüncenin ötesinde bir sessizlikte doğar. Zihin sustuğunda, yaşamın özü kendini hissettirir.

Şimdi’nin bilinci, insanı hayata yeniden köklendirir. Her anı tam bir farkındalıkla yaşamak, sıradan görünen şeyleri bile kutsal bir deneyime dönüştürür. Meditasyon, nefes farkındalığı ve gözlem pratiği, “an”ın kapılarını aralayan araçlardır. Çünkü “şimdi”yi kavrayan biri, artık zamana değil, bilince kök salar.