Paralel evren düşüncesi, hem bilimin hem de felsefenin en büyüleyici konularından biridir. Kuantum fiziğinin çoklu evren teorisine göre, her karar, her düşünce ve her olasılık kendi gerçekliğini yaratır. Bu bakış açısına göre evren, tek bir çizgide değil, sonsuz sayıda olasılığın dalgalandığı bir bilinç okyanusudur. Her “ben” farklı bir olasılıkta var olur; ama özde hepsi aynı kaynaktan doğar.

Bu kavram, yalnızca fiziksel bir hipotez değil, aynı zamanda ruhsal bir farkındalığın da sembolüdür. Her paralel gerçeklik, aslında insanın içindeki potansiyellerin bir yansımasıdır. Kişi kendi bilincini dönüştürdüğünde, bulunduğu “evrenin” frekansı da değişir. Yani paralel evrenler arasında geçiş, dışsal bir yolculuk değil, içsel bir farkındalık sıçramasıdır.

Ezoterik öğretiler, bu fikri “çok katmanlı gerçeklik” olarak tanımlar. Ruh, deneyimlerini tek bir doğrultuda değil, sayısız olasılıkta yaşar. Rüyalar, sezgiler veya déjà vu anları, bazen bu paralel varoluşların kısa süreli kesişimleridir. Kuantum bilinç kavramı ise bunu bilimsel bir dille destekler; her bilinç, kendi gözlemiyle gerçekliği seçer.

Konuyla ilgili şu yazılarımızı da okuyabilirsiniz: “Gerçeklik (Gerçek Biz Ona Baktığımız Zaman Oluşur)”, “Evren Sensin” ve “Holo Eylem ve Mekansızlık”. Bu yazılar, bilincin evreni nasıl şekillendirdiğini ve sonsuz olasılıklar alanında varoluşun nasıl titreştiğini derinlemesine anlatır.