DOĞU BİLGELİĞİ

Su gibi ol: Biçimsiz, Yumuşak, ama Engel Tanımaz..!

enformasyon teorisi

Enformasyon teorisi, yalnızca iletişim teknolojisinin temeli değil; evrenin işleyişini açıklayan derin bir bilinç yasasıdır. Her varlık, her olay ve her sistem, bir bilgi akışı üzerinden birbirine bağlıdır. Claude Shannon’un 1948’de ortaya koyduğu bu teori, aslında doğanın matematiksel bir dil konuştuğunu gösterir.

Zamanla fizik, biyoloji ve hatta felsefe alanlarında genişleyen bu anlayış, bilginin madde ve enerjiden bile daha temel bir varlık katmanı olduğunu kanıtladı. Evren, kendi kendini sürekli olarak ileten bir mesajdır; her yıldız, her atom, her karınca bu büyük mesajın taşıyıcısıdır.

Doğu bilgelikleri, bu anlayışı yüzyıllar öncesinden sezmişti. Tao, “Sözle anlatılamayan bilgidir” der; Budizm ise “gerçeği anlamak için sessizliği dinle” öğretisini hatırlatır. Enformasyon teorisi, bu kadim sezgiyi bilimsel bir dile çevirir: her şey bir sinyaldir, ama onu algılayabilmek için zihin değil, farkındalık gerekir.

Konuyla ilgili şu yazılarımızı da okuyabilirsiniz: Karınca Bilgeliği: Doğanın Kodlarındaki İlahi Matematik, Evrenin Dili Matematik ve Kuantum Bütünlüğü: Parçalar Değil, Bütün Olarak Evren.

Karınca Bilgeliği: Doğanın Kodlarındaki İlahi Matematik

Karınca Bilgeliği: Doğanın Kodlarındaki İlahi Matematik Karınca Bilgeliği ve Doğanın Dili Karınca bilgeliği, doğanın sessiz ama kusursuz matematiğini anlamak için bize açılan en ilginç kapılardan biridir. Milyonlarca yıldır yeryüzünde yaşayan bu küçük canlılar, yalnızca biyolojik düzenleriyle değil; kolektif bilinç, iletişim…