DOĞU BİLGELİĞİ

Su gibi ol: Biçimsiz, Yumuşak, ama Engel Tanımaz..!

40 Ambar

Sufi Bakışıyla Nefes: Can ile Canan Arasında Bir Köprü

Batıda genellikle farkında olunmayan, ancak Doğu’nun kadim öğretilerinde ve özellikle Sufi geleneğinde derin bir anlam taşıyan bir şey vardır: nefes. Sufiler için nefes, yalnızca yaşamı sürdüren biyolojik bir işlev değil, İlahi olanın varlıkta zuhur ediş biçimidir.

“Nefes nefese değil, nefeste Allah ile olun.” der bir Sufi öğretisi.

Sufi anlayışta nefes, Tanrı’dan gelen bir sırdır. İnsan, ilk nefesle bu dünyaya adım atar ve son nefeste bu âlemden göçer. Aradaki her nefes ise, varlığın İlahi kaynakla olan bağını taşıyan bir ipliktir.

Nefes: Ruhun Salınımı

Sufilere göre “nefes, ruhun beden üzerindeki titreşimidir.” Bir insan nefesine dikkat kesildiğinde, yalnızca fiziksel bir süreci değil, aynı zamanda içsel bir hakikati de izlemeye başlar. Nefesin yavaşlaması, zihnin durulmasıyla birlikte gelir. Bu nedenle zikirler, sema ve sufi nefes teknikleri hep ritmik, dikkatli ve farkındalık içeren nefeslerle yapılır.

Zen’deki zazen oturuşlarında olduğu gibi, Sufi gelenekte de nefesin doğal akışına müdahale edilmez; sadece fark edilir. Zira İlahi olanın üflediği bir sırra müdahale etmek, onunla olan bağı zedelemek olur.

İsm-i Celal ile Nefes

Sufilerde nefes, İsm-i Celal (Allah) zikriyle bütünleşir. Birçok sufi pratikte, nefesin alışı ve verilişi Allah ismiyle senkronize edilir:

  • “Al” nefesi – İlahi kaynaktan gelmekte olan varoluşu alırsın.
  • “Ver” nefesi – Kendini bırakır, teslimiyeti yaşarsın.

Bu döngüde insan, kendinden değil, Allah’tan nefes aldığını; her nefeste O’na döndüğünü hisseder.

Nefesle Arınma

Sufi geleneğe göre her nefs, yani benlik, nefesle terbiye edilebilir. Çünkü öfke, kibir, kıskançlık gibi halleri körükleyen şey, çoğu zaman kontrolsüz ve bilinçsiz bir yaşam akışıdır. Nefesin farkına varmak, hayatın farkına varmaktır.

Bu, Zen’deki “şimdi” bilinciyle aynı hizaya gelir. Sufi, geçmişin pişmanlıklarına ya da geleceğin kaygılarına takılmadan, her nefeste “şimdi”de kalır.

Birlik Anı: Nefesin Sesi

Mevlânâ’nın semasında derviş, dönerken nefesiyle iç içedir. Dış dünya döner, ama içte bir merkez sabittir: Kalp ve nefesin ritmi.

İbn Arabi’nin bir sözü vardır:
“Varlık Allah’ın Nefesi’dir.”

Bunu anlayabilen için, evrendeki her hareket, bir nefesin yankısıdır. Kuantum alanındaki titreşimler bile belki bu İlahi Nefesin yankılarını taşır. Geleneksel tıpta ise, nefesin dengesi bedendeki humoral dengeyle ilişkilendirilir. Nefes bozulduğunda, beden ve zihin uyumunu yitirir.


Nefes Varsa, Umut Vardır

Sufi yolda nefes, sadece bir hayatta kalma aracından ibaret değildir. O, Allah’ın insana en yakın olduğu yoldur. Her nefes alış, bir çağrıdır:

“Ben size şah damarınızdan daha yakınım.”

Bu yakınlığı hatırlamak için mucize aramaya gerek yok. Bir nefes yeter.

Bizi X (Twitter)hesabımızdan Takip Edin

LEAVE A RESPONSE

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir